Su Altına olan aşkımı ve dalış yaptığımı beni tanıyanlar biliyor. 2015 yılında Mısır’da dalış turundayken yaşadığım bir olayı paylaşmak istedim.
Bizi yunusların eş bulmak için gittikleri Dolphin Bay olarak adlandırılan açık denizin ortasında bir yere götürdüler. Yunuslar burada kur yapmak için çeşitli oyunlar ve danslar yapıyorlardı. Birçok tekne aynı gün misafirlerini bu açık denizin ortasındaki alana getirmişti, bizi maske ve paletlerimizle suya attılar.
Açık denizin ortasında nerdeyse yüzlerce insan yüzüyor yunuslara dokunmak için peşlerinden gidiyordu. Yunuslar insanlar kendilerine doğru geldikçe kaçıyor bir anda ortadan yok oluyor, başka bir alanda tekrar ortaya çıkıyorlardı. Ben sakin sakin onlarla yüzmek istiyordum ve içimden sürekli sizi rahatsız etmeyeceğim sadece sizinle beraber yüzmek sizi izlemek istiyorum diye geçiriyordum, bir anda yanıma gelip etrafımda yüzüp dans etmeye başladılar.
İnsanlar geldikçe kaçıyorlardı, herkes peşlerinden yüzerken ben içimden gelen hisleri takip edip alakasız bir yere yüzüyordum ve tekrar bir araya geliyorduk. Bu böyle ne kadar sürdü hatırlamıyorum, yunusların dansları ile büyülendiğimden zaman kavramını yitirmiştim. Kendime gelip bana seslenen birini duyduğumda kafamı kaldırdım ve açık denizde tek suda kalanın ben olduğumu, teknedeki arkadaşlarımın beni aradıklarını fark ettim.
Benim için muhteşem bir deneyimdi. Onlarla iletişime geçme isteği içimde gittikçe daha da alevleniyordu.